Yağmur öncesi hüznü..Karanlığımı derinleştiren kara bulutların yüzümde beliren aksi..Hayır, ağlamıyorum henüz.. Gördüğün izler vazgeçilmiş nice gözyaşı damlası kurgusu..Düşle gerçek arasında bir yerde, kalbimi titreten birbirinin içine geçmiş zıt duyguların pençesinde yol kenarına tüneyen bir serçenin ayakları dibindeyim.
Yağmur öncesi hüznüne açılmış gövdemle kah gülüyor, kah endişeyle yumruklarımı sıkıyorum. Gözlerim gördüklerini belleğinin en dibine kazımak, kanatırcasına kazımak için işkence ediyor beynimin az kullanılmış merkezlerine.. Yüzyıllık uykusundan uyandırılmış mahmur tembellikte dalgalanan beynimin gri kıvrımları canımı acıtırcasına titreşiyor.
Tüm hücrelerimle yağmur öncesi hüznüne açtım kendimi..Sonradan ayrışan, dağılıp yoklukta eriyen benlik bilincimi yitirmek pahasına..Geri dönüşsüz yollara, kılavuzsuz sonsuzluklara girip kaybolmak pahasına..
Yağmur öncesi karanlığındaki aydınlık huzurda dinleniyor nice yorgunluklarla örselenmiş ruhum..
Hayır, sorgulamıyorum; sadece bana bahşedilenleri haketmeye çalışıyorum..Sonsuz şimdide bana verilen yaşamak hediyesini haketmeye çalışıyorum..Yağmur öncesi hüznünü haketmeye çalışıyorum..