Ortak bir dostumuz aracılığıyla tanışmıştık. Eylül akşamlarından birinde. Sıcakkanlıydı.
Sonraki günlerde de yüz yüze ya da telefonla görüşmelerimiz gerçekleşti.
İyi yönü telefona hemen yanıt vermesi. Çünkü uzun süre çaldırmak arayanı, rahatsız ediyor muyum tedirginliğine daldırıyor.
Hangi mahalle içinde yer aldığını biliyorum ancak iç evrenini tümüyle biliyor değilim.
Mahalleden kastımın doğup büyüdüğü mahalle olmadığı anlaşılmıştır sanıyorum.
Belki merak eden çıkar; Kayseri’de doğmuş, Ankara’da yaşıyor.
Adını söylemeyi unuttum. Ebubekir Kurban’dan söz ediyorum.
Türkiye Sevgisi İmandandır ve Kurban Olduklarım adlarında iki kitabı Altiva Yayınları arasında çıktı.
Ancak kitaplardan önce, Karar Gazetesi‘nde Bekir Fuat imzasıyla yayımladığı Türkiye Sevgisi İmandandır başlıklı köşe yazısını ve yazıya yapılan okur yorumlarını okudum.
Yeniden İslâma girmeye çağıran çıkmış, imanın koşullarını yediye çıkarmakla suçlanmış.
Bütün bunları Kurban’ın mahallesindekiler söylemişler.
Öncelikle belirteyim: Eleştirmek dileyen herkesin hakkıdır. Örneğin kopyacılık, ırkçılık yaptığı yorumlarını eleştiri kapsamında değerlendiriyorum.
Sağdan bakınca da, soldan bakınca da Kurban’ın bir kitabına da ad olan bu tümcesi sorun içerdiği savlanabilir. Ne var ki O’nun inancını sorgulamak ve dinden çıkmış saymak hakkını kimsede göremeyiz.
Kanaat önderi sayılan sakalları kırlaşmış adamların birbirlerine aynı şekilde saldırdıklarını anımsayınca yorumculara daha anlayışlı yaklaşmak gereği duydum.
Ne çok hevesliyiz insanları Cehennem’e göndermeye…
Ebubekir Kurban’ın unutkan biri olduğu izlenimi edindim. Sanıyorum hakkında söylenenleri şimdiye değin unutmuştur.
Hem sonraki yazılarından birine bakılırsa, Kanada gezisi dönüşü İzmit’teki bir mola yerinde kendisine iman tazelettirilmiş! Kurban da rahat durmuyor hani! Zaten bu yazı nedeniyle de yorumcularca biraz hırpalanmış.
Ama şu önemli: İçeriden darbe almak eğiticidir; özgürleştirir, bağnazlıktan kurtarır.