Şarkılarımı elden ver, bugün sesinde olmayacağım
Gerginim, sus demeden sen, biraz susabilir miyim
İki de iki değil zaten, gerdikçe koparıyorum kendimi,
Mührümü basacağım bir kalp yok kalbimden başka
Süleymanlarıma dağıldım, Belkıs güneş alan tarafıma düşer
Suyunu çekmiş bir zannın kristal balçığıyım
Belkıs gelecek; mutlak gelecek, Âsaf’a yol göründü
Gözlerimi kapıyorum, seni bir belkiyle beklemeyeceğim
İfrit mi daha hızlı, gelmiyorum diyen sesin mi
Engellenemiyorum, hızımın önünde koşuyorum hep
Bir adımda yakalıyorum vazgeçişlerindeki korkuyu
Leyla dedikodulu bir çöl artık diyorlar; inanmam
Belki bir çay molası veriyorsun, yoruldun gelmekten
Bense deneyimsiz bir beklemek tahsil ediyorum, kıpırtısız
Kopar muskalarından göğsünün el değmemiş yerlerini
Tertemiz bir toprak va’dediyorum, yarasız bir ölüm
Yaprak yaprak bir güzellik ve dikişsiz bir hayat
Sen yine de şarkılarını getir birlikte söyleyelim
Yankımıza düşen kırağılardan bir sabah yapalım
Bugün günlerden bahar,
Bugün papatya falını elimden düşüren sen