Kafeste bir Amasya elması asılı, gagalanmış.
Bayramlığı dedi, katı yiyeceklerle besleniyor.
Kuzey Suriye’de yaşıyor bu.
Kafesi açtı.
Kuş omuzuma kondu.
Sonra koluma indi.
Oğlum, dedim.
Yok, dedi, kız.
Konuşunca o da konuşuyor.
Tekrar kafesinin üstüne koydu.
Bir mülteciden aldım.
İkiydi.
İstedim, birini verdi.
Savaş çıkınca, bunlar da Türkiye’ye göç etmişler.
Şimdi Kilis’te, Hatay’da, Antep’te, Adana’da rastlamam mümkün.
Adını Halep koymuş.
Halep, kızım.
Savaş bitince döner mi, Allah bilir.