Saçma yemişti daha önce.
Sonra kurşun kopardı.
Bereket tazıları yoktu.
Bulamadılar.
Kan durdu.
İyileşti.
Yayılırken, uyurken, köpek sesleri duymazken hatırlamıyor eksikliğini de bir kış pır diye uçmayagörsün kalbinin de bir ayağı eksik hissediyor.
Öyle böyle şöyle derken, hayat bu bir gün…
O bir gün Selim traktörün ışığını tuttu.
Vurdu.
Bismillah çekip yönüm kıble deyip kesti.
Bir ayağını eksik görünce sol dizindeki kurşun yarasında bir sızlama…
Aklının penceresinde üçayaklı bir tavşan…
Artık, ölene kadar…