Adam çocukluğundan beri hiçbir şeyi unutmuyor.
Gördüğü, yaşadığı, okuduğu, duyduğu ne varsa içinde.
Sevindiği, üzüldüğü, tasalandığı ne varsa…
Okulu bilerek bırakmış.
Biblolar yapıp satıyor.
Her bibloya unutmadıklarından eller, ayaklar, kulaklar, gözler işliyor; kolay görülmeyecek.
İçindeki kaynama ölene kadar dinmeyecek, belli.
Uyuyamamaktan mustarip.
Şikâyetçi değil.
Bilgi yarışması programlarına katılması için başının etini yiyenlere gülümseyip geçiyor.
Televizyon izlemiyor.
Naz’ın terliğinin desenleri de aklında yer tutsun istemiyor anlaşılan.