“Kitaba Dair/Harf, Hece, Kelime Söyleşileri”nin ikincisinde Arif Ay, Mehmet Aycı kaleme aldıkları, Meltem Seher Türkaslan ise çevirisini yaptığı kitabı üzerine düşüncelerini anlattı.
Harf, Hece ve Cümle Yayınlarından oluşan yayın grubunun TBMM Genel Sekreterliği işbirliği ile kitap okuma konusundaki bilinci artırmak amacıyla başlattığı “Kitaba Dair/Harf, Hece, Kelime Söyleşileri”nin ikincisi, TBMM Mustafa Necati Kültür Evi’nde gerçekleştirildi.
Söyleşiye “Gün Dökümleri” kitabının yazarı Arif Ay, “Böyle Biliriz” isimli portre kitabının yazarı Mehmet Aycı ve Alexandre Betts tarafından yazılan “Zorunlu Göç ve Küresel Politika” kitabının çevirmeni Meltem Seher Türkaslan katıldı.
Söyleşinin moderatörlüğünü yapan Cümle Yayınları Yayın Yönetmeni Muhsin Mete, yazarlar ve kitapları hakkında bilgi verdi.
Mete, yayınevlerinin sorumlulukları olduğunu belirterek, “göç” kavramının dünya gündeminin en önemli konularından birisi olduğunu ve yayınevi olarak bu konudaki eserleri okurların beğenisine sundukları için mutlu olduklarını ifade etti.
Ömer Faruk Ergezen, bir yayınevi sahibi olarak çağın en büyük sorunu olan göç konusuna bir müslümanın duyarsız kalamayacağını “Muhacir- Ensar” kardeşliği üzerinde yeniden düşünmemiz gerektiğini ifade ederek ve göç sorununun içinde barındırdığı acıyı şu iki cümleyle vurgulayarak söze başladı: “Ağa takılmış bir balıktır benim çırpınışım” (Nuri Pakdil) “ Kafası yeni kesilmiş bir serçe çırpınışı” (Hz Ali) Göç konusunu işleyen, öykü ve romanların da basılarak konunun edebiyatın da gündemine taşınması gerektiğini ifade etti.
“Zorunlu Göç ve Küresel Politika” kitabının göç ile ilgili temel bir kitap olduğunu ve temel kavramları okurlara verdiğini belirten Mete, eserin çevirmeni Türkaslan’ın ilk kitap tercümesi olduğu halde çok başarılı bir çalışma ortaya koyduğunu ifade etti.
Türkaslan ise konferans çevirmeni olduğu için gündemi yakından takip ettiğini, bundan dolayı da göç konusuna ilgi duyduğunu ifade etti.
Kitabın yazarının, devletlerin zorunlu göç konusunda küresel politika belirlemeye çalıştığını ama her ülkenin göç konusunda farklı politikalar uyguladığını anlattığını ifade eden Türkaslan, bazı ülkelerin göç konusunda duyarsız kaldığını yazarın özellikle vurguladığını kaydetti.
-“Günlük tutmak, zamanı kaydetmekle ilgili bir şey”
“Gün Dökümleri” kitabının yazarı Arif Ay ise günlük yazmanının hayatında önemli bir yer tuttuğunu belirterek insanın yaşadığı zamanın bilincinde olması gerektiğini, günlük tutmanın, kişinin “zamanı elinden tutması” anlamına geldiğini söyledi.
“Zaman değerli bir unsur. ‘Vakit nakittir’ sözü vardır. İnsan yaşadığı şeyleri kaydetmek istiyor. Dolayısıyla günlük dediğimiz hadise, zamanı kaydetmekle ilgili bir şey.” ifadelerini kullanan Ay, “Gün Dökümleri” kitabının tam bir günlük olmadığının, günü, saati, zamanı belirlenmiş bir günlükten farklı olduğunun altını çizdi.
Dergicilik ve dergi yazarlığı tecrübesinin günlük yazma serüvenini desteklediğini ifade eden Ay, günümüzde dergilerin kimliği ve duruşu olmadığını, birçok yazarın her dergide yazabildiğini ve dergilerin anonimleştiğini kaydetti.
“Böyle Biliriz” isimli portre kitabının yazarı Mehmet Aycı ise yazma eyleminin ağır mesai gerektirdiğini ve 25 yıldır hangi saatte olursa olsun yazdığını söyledi. “Böyle Biliriz” eserinin otuzlu yaşlarında kendine verdiği bir sözden doğduğunu söyleyen Aycı: Daha o yıllarda kırklı yaşlarda portre yazma kararı aldığını ifade etti. Portreleri ilk olarak dünyabizim.com’da yayımladığını, daha sonra “Hece” dergisinde yayımlamayı sürdürdüğünü söyledi.
Aycı, yazmaya çok mesai ayırmasına rağmen ancak 20’nin üzerinde kitabı olduğunu ve bu sayıyı az bulduğunu belirterek kendisinin çok yazdığından ziyade başkalarının az yazdığını ifade etti.