Hikâye bunun neresinde diye küçümsedi arkadaşımı.
Arkadaşım neden küçümsendiğini anlamadı.
Dördüncü kişi, asıl hikâyeci söze girdi:
Adamı tepeden tırnağa süzdü.
Duruşuna, oturuşuna baktı.
Gözlerinin içine baktı uzunca.
Bakışına.
Sen dedi arkadaşımı küçümseyeni küçümsemeden, bırak yazmayı.
Az önce tokalaştın.
Bu ellerin dili olsa da söylese, nasırdan birle kırk hikâye çıkar.
Arkadaşım yine bir şey anlamadı.
Anlayan anladı.

%d blogcu bunu beğendi: