Kemiklerim ısındı.
Gölgedesin.
Kurban olduğum Allah’ım, güneşi de nimet, gölgesi de nimet.
Bahçede, atkestanesi gölgesinde, plastik sandalyede, bilinci 18 yaşında, artık 100’e yaklaşmış teyzenin ‘sorulunca söylenen” anılarına dalıyoruz.
Eski yazlar.
Eski yazılar.
Eski yalnızlıklar.
Eski yaramazlıklar.
Eski yaralar.
Gazi Paşa’yı da gördün mü?
Gördüm.
Sen de ağladın mı öldüğünde.
Ağladım.
Anam da ağladı.
Gözleri dolarak bakıyor bu sosyal bahçede cıvıldaşan çocuklara.
Gözleri dalarak.
Sonra parantezi kapatır gibi:
Bu yaz yaman geçiyor.
Kemiklerim ısındı.