Urfa işi. Gümüşten.
Nasıl işlemişse üstüne ustası ceylanı, tepside değil de doğadaymışçasına, canlı gibi.
Hele gözleri, hele gözleri.
Onda bir şey sunmaya kıyamaz insan.
Öyle değil işte.
Eşyaya işlevsellik üzerinden bakıyor insanımız.
Tepsiye tepsiliğini bilmeli.
Ceylanlı da olsa.
Gümüş de olsa.
Gidip o ustayı bulmalıyım.
Ellerinden öpmeliyim.
Aynısından sipariş etmeliyim.
Ceylanı işlerken kalp atışlarını dinlemeliyim.
Gözlerine bakmalıyım.
Dünya değişir mi?
Değişir.
En azından benim dünyam.