Yerine göre yeni de eskidir, heyecanlanma.
Yerine göre eski de yenidir, bağışla.
Yerine göre yeni hem eski hem yenidir bakışını içine çevir.
Yerine göre eski hem yeni hem eskidir, bağışla.
Beş bin yıl sonra sigaranın kehribar ağızlığı aynı kalabilir, beş bin yıl sonra iskeletin bile sağlam kalmayabilir.
Ağızlığının üzerindeki nakış Mardinli bir ustadan.
O deseni ben mağara resimlerinde de gördüm.
Sarabilir misin?
Evet.
Tek elinle de sarabilir misin?
O kadar değil.
Sigarayı sardım.
Kâğıdı dişimle gezledim. Yapıştırdım. İki ucundan sarkan tütünü koparıp tabakaya tekrar koydum.
O tek eliyle sardı.
Kalem gibi.
Ağızlığa yerleştirdi.
Bir nefes çekti.
Beş bin yıl önce de koyaklardan sis boşanması böyle olurdu der gibi gözlerimin içine baktı.
İçimizde çok güçlü bir ilkelleşme isteği.
Uygarlık denilen şeye bir sövdük bir sövdük…
Tövbe. Diyelim mi?