“yukarıda kalmışların ahteri nerede”
A. Baha Yılmaz
I
ölümün de bir rengi var
mum ışığında eriyen sesi
korkuların da bir sınırı var elbet
II
gün ışır, atlar kişner, kaybolur kader yıldızı
çünkü alageyiğin ahı avcısından ağır çeker
ve bir sessizliğin eceli diğer sessizlikle bildirilir
ölümün elbisesi sessizce giydirilir diriler içinde
III
çünkü geyiğin öldüğü yerdir durduğum
atların uzaklara baktığı yer
yani yağmurun dinlediği makam
karla seyreldiğim mevki
bembeyaz bir kağıdı buruşturup
mürekkep lekelerinden arındığım mekan
IV
hatırlanan bir şeydir ölüm
hatırlatılan
(terzilerin bilmediği
sayılara sığmayan)
çünkü sabittir hayatın rengi
ölümün rengiyle
ve ölümün rengi
yalnız hayatın rengiyle kaimdir bize