Bu kış; karda yürümek isteyenlere, kar yağışını sevenlere iyi geldi.
Serpe serpe, savura savura, lapa lapa; iri, toz, sulu… her türü yağdı. Beyaz örtü bürüdü sokakları, çatıları, araçları, ağaçları.
Bu kış, ayazın da donduranı geldi.
En düşük soğuktan, en sessiz rüzgardan hemen olumsuz etkilenen ben, bir çatı altında bulunduğuma mutluyum.
Açıktakilere, ayazdakilere merhamet…
Ayakkabı, kaban, bere, diğerleri ve yürüyebilen bacaklar. Ayaklar ıslansa da eve gelince kurutabilme olanağı.
Hava nedenli sert olursa olsun günde en az bir kez dışarıya çıkmadan duramadığım için, dilediğim saatte dışarıya çıkabilecek serbestliğe ve sağlığa iye olduğum için çok mutluyum.
Bedeninin senden buyruk alması, kilidin anahtarının sende bulunması. Yitirmeyen bilemez bunların değerlerini.
Sayrılara merhamet…
Çay eşliğinde yemek üzere aldığım simitlerle giriyorum eve. Tok yaşayabildiğim için mutluyum.
Açlara merhamet…
Kediler koşuşturmaktan, dalaşmaktan yorulmuşlar uykudalar.
Kediler rüya görürler mi acaba?
Yan yana uyuyorlar. Birbirlerine çok alıştılar. Ayrı kalmak istemiyorlar. Güvenlik kaygılarının olmadığı yatış şekillerinden belli. Yayılmışlar.
Dışarıdaki hayvanlara; köpeklere, kedilere, kuşlara, tümüne merhamet…
Kedilere eziyet edenlerin evlerini fareler bassın. Köpeklere kötülük yapanları aç kurtlar kovalasın. Kuşları zehirleyenlerin dillerini kazlar gagalasın.
(Korkmakla ve kendini savunmakla yetinenlere sözüm yok. İri bir yabancı köpekle karşılaştığımda benim de içim ürperiyor; hele sürü hâlinde koşuşturanlarla yolum kesiştiğinde yüreğim boğazıma takılıyor.
Ne var ki hiçbir vahşi hayvan bir insana, zararlı bir insanın verebileceğinden ağır zarar veremez.)
Hanımefendi kumaş kesiyor, yeni konutu için perdeler yapacak. Eviyle uğraşmayı seviyor. Huzurlu yaşamaya çalışıyor kötülerin işgalindeki dünyada.
Düşlerini kaptırmamaya çalışıyor düş çalıcılara. Yıkım sebeplerinden biridir geleceğe yönelik düşler kuramamak.
Güzel düşlere merhamet…