Uzaktan yakışıklı, güzel, heybetli…
Çölün ortasında durmuşsun.
Ay ışığında uzayan, çoğalan bir gölge çekilir gibi geliyor sana doğru.
Yaklaştıkça onda var olduğunu vehmettiğin ne varsa azalıyor, eriyor.
Yaklaştıkça boyu kısa.
Yaklaştıkça yoz.
Yaklaştıkça aceleden ve aymazlıktan zırhlanmış bir böcek.
Ayaklarının burnuna gelip yüzüne baktığında gözlerindeki hayrete şaşırır gibi kıvrımlı bir ifadeyle konuşuyor:
Ne bakıyorsun yüzüme; ben senim, sen de bensin!