Gençtik o zaman.
Geçtik.
Biz iki devrimci Atatürk Bulvarı’ndan, Meclis’in karşısından Kızılay geyiklerine kadar yürürdük. Allah’ın doksan dokuz ismini şaşırmadan söylerdik her adımda. Rap, rap, rap, rap, seksen dokuz rap, doksan rap… Yeni baştan şaşırmadan. Dört defa kat ederdik aynı güzergâhı. Asker yürüyüşüyle. Kalabalığa aldırmazdık. Kalabalık da bize aldırmazdı. Bir nevi zikir halkasında gibi…
Kendimizden geçerdik.
Gençtik o zaman.
Geçtik.