Hava güzel, ortam güzel.
Bana dışarıya pencereden bakmak düştü.
Bu Pazar, virüs nedeniyle evlerinde kapalı yaşamak zorunda kalan altmış beş yaş üstü kişiler yüzlerinde maskeleriyle sokağa çıktılar.
Kimi dik adımlarla, kimi bastonuna dayanarak, kimi birbirine tutunarak yürüdüler. Bisiklet sürenler de çıktı. Yorulanlar banklarda, çimlerde oturdular.
Kazlara, balıklara ekmek attılar, fotoğraflar çektirdiler. Bugün anneler günü diye dayatılmış bir gün ya, bazılarında çiçekler vardı.
Harran beyefendisi Ali Uluç Bey yaklaşık iki aydır görmediği kayığını temizlemekle geçirdi izin gününü. Denize açılmayı kim bilir nasıl özlemiştir. Kediler de O’nun balıklarla dönüşünü özlemişler.
Ürkek sevinçleri yüzlerinden değilse de hareketlerinden belli oluyor. Taşkınlık eksikliğini görmezden gelirsek bayram çocukları gibi sevinçliydiler.
Bugün yaşlıların gezmek günüydü. Başkalarının sokağa çıkmaları yasaktı. Ancak diğer yasak günlere de aldırmayan varlıkları gereksiz tipler de yine sokağa çıktılar. Bunlara saygısız, beyinsiz, kene desem az kalır. Bunlar kolluktan, cezadan anlarlar.
Yaşlılar ve engelliler sokakları boğan araçlar, kaldırımları dolduran densizler yüzünden yasaksız günlerde de gezemiyorlardı. Olağan yaşama geçtiğimizde de haftanın bir gününün yaşlılarımız ve engellilerimiz için ayrılmasını, diğer insanlara çıkış yasağı konulmasını öneriyorum.
Korona virüs hiçbir şeyi öğretmediyse bedensel özgürlüğün değerini öğretmiş olmalı.
Beyin ve yürek özgürlüğü kişinin kendisiyle ilgili olduğundan onu virüsler, mikroplar tutsak alamazlar.