Burası bir kapı mağazası. Minyatür kapılardan devasa saray kapılarına, kale kapılarına kadar on binlerce kapı var. Ahşap kapılar, demir kapılar, işlemeli kapılar, her biri bir sanat eseri olan kapılar, eski kapılar, eskitilmiş kapılar, çiçeği burnunda kapılar… Hepsi ilginç. Hepsi güzel. Hepsi beni al diyor. Karar veremiyoruz. Mağaza görevlisinden yardım istiyoruz. O bizim için bir kapı beğeniyor. Beğendiği kapıyı almak için yanına gidiyoruz. Kapı bizi içine çekiyor. Kapının içinde kapı, kapının içinde kapı açılıyor. Geri dönemiyoruz, ileriye her adımda yeni bir kapı açılıyor. İçimizde bunun böyle hayatımız boyunca devam edeceğine dair bir korku var. Asıl korku son kapının açılmayacağı ve bizim aslında tek kapı olan iki kapı arasında sıkışıp kalacağımız. İki kapı benzetmesi zorunluluktan. Bir kapı var ve onun içindeyiz aslında.