Yılan yolu ortalamış.
Enine değil, dikine.
Düz de akmıyor, ığranı ığranı akıyor.
Videosunu çekti birimiz.
Birimiz fotoğrafını.
Az ilerideki dönemeçte yoldan çıktı, çalılıkta kayboldu.
Bereket bu yol gündüz de tenha.
Ezilirdi hayvancık.
Herkes bizim kadar merhametli olmayabilirdi.
Buranın insanı dokunmaz dedi şoförümüz.
Karayılana taş atsan bile uğursuzluk gelir başına.
Zehirli mi dedim.
Bilmem dedi.
Süte gelirmiş dedim.
Gelir dedi.
İnekleri de emermiş dedim.
Emer dedi.
Çalılıkta iki kuş acı acı cikcikledi.
Yuva buldu dedi şoförümüz. Yuttu yavrucukları.
Yüzüm düştü.
Üzülme dedi, bir kartal da bunun icabına bakar.
Bir sigara yaktı.
Dumanın ucundan anne kuş gagasıyla tuttu.
Dağa doğru çekti.
Dağ kararmaya başladı.
Yağmur mu geliyor ne?
Yok dedi şoförümüz, daha yağmasına var.
Arabayı çalıştırdı.
Uyandığımda Şahmeran hikâyesi anlatıyordu yanımdakine.
