Zamandan muaf bakışlarına sığınıyor
Yakarışlarımda ürperen ruhum
Sukutundan asırlar imal eden kalbim
Asaleti tasdik olunmuş bir yara
Sensiz tüm vakitlerimi yakıyorum şimdi
Bu aşkın ocağında Sonra, ölüme hayat vereceğim canımla
Ezeli bir ahdin hatırına
Bugün
Ayışığından sırlanmış anıların şavkıdır gönlümüzü aydınlatan
Sahilsiz vakitlerin şevkinde can veren bir gamzedir
Gökyüzünden göle inen mehtap
Sızlanmıyorum, sızlıyorum.
Her gelişinde gelenin kim olduğunu bilemiyorum,
Her gidişinde kalanın kim olduğunu bilebildiğim kadar
Bildiğim şu ki;
Bir, bir daha iki etmez aşkın ebcedinde
Mühürlenmiş bir vakitten südur eden aşk
Biteviye akacak damarlarında hayatın
Aşk bir sonsuzluk bildirgesidir dostum
Sonsuzun sonludaki tecellisi
Hani bir varmış bir yokmuştu ya, öyle değil
Hep vardı ve hep olacak
Olacak dediğime bakma, bilenler bilir,
Olacak olan da olmuştur aslında
Yani hayat,
Ezelde tabiri yapılmış müebbet bir rüyadır dostum, telaşa lüzum yok
Sesinden yapılmış bir sükutun yankısı çınlıyor şimdi
Varlığını gizlediğin şu yokluğun kubbesinde
Ne ki,
Mahrumiyetin çarmıhına gerilmiş bir ruhun
Başkaca hiç bir acıya eyvallahı olmuyor
Bulmak değil derdim , bulunmak
Sahip olmak değil, olmak
Sadece olmak
Ve ölmek sessizce
Varlığı tevhid eden bir zikirle
İsminle.