Sınırdaymışım.
Hangimiz sınırda değiliz ki.
Bakarsın sınırla arası Konya Ovası kadar olan kişi, sınırın kıldan ince kıyısından olandan önce çıldırıverir.
Benim kıldan ince çizgiyi geçmeme iradem daha güçlü çıkar.
Sonra Konya Ovası genişliğinde sınırı geçip çıldıran kardeşim ayıp şarkılar söyler, olur olmaz dünyaya dil çıkarır, herkese güler, hatta domateslere bile.
Domatesler dediğime bakmayın balkonda teneke saksıya dikilmiş tek domates fidesi.
Yetkin domates kızarmamış domatese senden güzel turşu olur demiş, bak şu işe, yeşil domates kızarmış domatese senden iyi salça olur demiş, bak şu işe, dipte yarısı çürüyen domates ikisine de şanslısınız demiş, bak şu işe, gök domates ve kızarmış domates çürük domatese senden bir halt olmaz demiş bak şu işe, üçü birden çiçek domatese istikbalin parlak dedi bak şu işe, bu arada ev sahibi öldü bak şu işe, olgun domates çürüdü, yeşil domates morardı, çiçek domates kurudu, bak şu işe…
Güldü.
Sen de gül domates akıllı dedi bana.
Güldüm.