Bu bana yüz vermezdi.
Okulun en güzeliydi. Okulu mahalleyi bırak şehir peşinde.
Kimse yanına yaklaşamıyor havasından.
Sınıfta kimse yokken çantasına yapışmış saçını aldım.
Haham mı dolaşmadım, hoca mı dolaşmadım, cinci mi dolaşmadım.
Fayda etmedi.
Sonra bir Zeliha Bibi vardı.
Bu işleri bilir dediler.
Kapısını çaldım, yalvar yakar oldum.
Yangın olduğumu anladı.
Benim de bir saçımı çekti.
Tabii o zaman bir saçım var, değme Yeşilçam jönünde yok.
İkisini balmumuyla birbirine uladı.
Kibriti çaktı.
Tutuşturdu.
Bunun kalbi bana ısındı.
Teyze gözlüklerinin üstünden yüzüme baktı.
İnanma dedi, bu amcanın öyle deliliği vardır, bundan değil, benim gönlüm olmasa avucunu yalardı.
Nerden bilsindi 50 yıl önce hediye edilen gümüş kolyenin içinde ne saklı olduğunu.
Hâlâ boynunda!

%d blogcu bunu beğendi: