Kızılay’daki bütün dilenci çocukları tanıyorum.
Mendilci çocukları, kalemci çocukları, çalgıcı çocukları, yani bunlarla dilenen çocukları tanıyorum.
Hepsi okul harçlığını çıkarmak yardım istiyor.
Çoğunun okula gidip gitmediğini de bilmiyorum.
Örgütlüler.
Onlar da birbirlerini tanıyorlar.
Hepsinin alanları belli.
Pazara nadir de olsa başka çocuklar giriyor.
Bugün onlardan birini gördüm.
Bir liraya mendil, iki liraya kalem, üç liraya şarkı…
Şarkıyı istedim.
Bilmediğim bir dilde söyledi.
Bu nece diye sordum.
Ana diliymiş.
Üç lirayı aldı. Size de söyleyeyim abi dedi yanımdakine.
Söyledin ya oğlum, hepimiz duyduk.
Yok, size Türkçe.
O arada garson geldi, kolundan tutarak bebeyi dışarı çıkardı.
Çocuğun garsona bakışını kaçırmadım.
Bakışımı kaçırdım.