Ona her gün bulgur veriyor.
Akşamüzeri geliyorlar. Camın önünde bir o yana bir bu yana, içeriyi süzüyorlar.
Ev sahibi camı açıp yemlerini veriyor.
O arada birkaç serçe de nasipleniyor.
Sonra güvercinler geliyorlar.
Güvercinler iki kumruyu da kovuyorlar.
İçlerinde horozlanan birisi var.
Elinde yastıkla kumruların karın doyurmasını bekliyor.
Bir yılı aşkındır böyle.
Kumruların bakışındaki merhamet ve minnet hissi inanılmaz bir şey.
Yastıkla kovaladığı güvercinler içinde horozlanan bazen karşımdaki insan demeyip dikleniyor da.
İki gün gelmemişler.
Merak etti.
Meğer yuva yapmışlar.
Yuvalarını bilmiyoruz da, o iki gün gelme saatlerinde dolu vardı.
Gökyüzü boşanmıştı.
Bazen birisi geliyor.
Hızlıca yiyip gidiyor.
Birbirlerini mi besliyorlar ne.
Bunda yazılacak bir şey yok diyeceksiniz de, Türkiye’de şu anda üç milyondan fazla göçmen kumrunun nasıl hayatta kaldığının minyatür izahı gibi bir şey bu.

%d blogcu bunu beğendi: