Gördüğü rüyayı telefonla da anlatabilirdi.
Görüşmek istedi.
Bir otobüsteymiş.
Otobüs kırk kişilikmiş.
Otobüsü kendisi kullanıyormuş.
Muavin de kendisiymiş.
Yolcular da kendisiymiş.
Şam’a, oradan Kudüs’e oradan Mekke’ye gideceklermiş.
Yolculara taze hurma dağıtmış.(Kendi kendilerine)
Bir yolcu su istemiş.(Kendisi)
Yoldan bir yılan geçiyormuş, ağır aheste.
Otobüsü zınk diye durdurmuş.(Kendisi)
Yolculardan birisi ezseydin ya haşeratı demiş.(Kendisi)
Akşamüzeri Şam’a girmişler.
Uyanmış.
Her yolcuyla yani her kendisiyle ilgili detayları da anlattı.
Kıyafetlerinden, takılarından, bakışlarından bahsetti.
O arada karısı aradı.
Konuştu.
Ne?
Hac mı çıkmış.
On seneden sonra.
Yarabbi şükür!