“Yastık kurban olayım
Yâr yatışı nicedir”
Lan oğlum diye yazdı Balcı, bunca yıldır şairsin, böyle bir şey yazamadın.
Tam böyle değil:
Bunca yıllık şairsin, şu sözlere dön de bak!
Elinden gelse içimden Karacaoğlan çıkaracak.
“Ben de Bedrettin’im kendi hâlimce” yazdım.
İki gülücük kondurdu sayfaya.
Sayfadan başımı kaldırdım.
O da ne.
Taşa niye taş, betona niye beton, binaya niye bina, demire niye demir diyoruz anladım.
Yoksa tutuşmaz mıydı dokunduğu balkon, seyrettiği şehir!