“Gitti Beyler Mürveti…”
Yeni bir sayı, yeni bir sabah, yeni bir haber, yeni bir dünyanın en umutlu, en
ışıltılı haberleriyle, tekrar birlikteyiz. Edebiyat Ortamı iki ayda bir, size zamanın
dairevî oluşu bilinciyle, mutlaka “işin başa döneceği” ne duyduğu derin
inançla yeni sesler, yeni yüzler taşımayı sürdürüyor.

Uzak/yakın tarihten, “Her dem yeni doğarız, bizden kim usanası.” ruhuyla
hatırla(t)mayı tekrarlıyor.

Her ne kadar, bir zamanlar, bir samyeli gibi Anadolu’yu ağulayan, gözyaşı ve
kana boğanların çağında Yunus Emre, “Gitti beyler mürveti, binmişler birer
atı, yediği yoksul eti, içtikleri kan olısar.” demişse; bu, bugün tarihin tekerrür
edişini kanıtlarcasına, beteriyle karşımızdaysa da, gecenin en karanlık anı gün
doğumunun başlangıcıdır, diye inanıyoruz. Şâh-ı Velâyet’in buyurduğu gibi,
“Gözü olana gün ışımıştır.”

Bu umutla doluyuz fakat içimizi acıtan şeyler de olmuyor değil.

Üstad Nuri Pakdil göçtü.
Modern Türk Edebiyât ve düşünme hayatının öncü ve değerli kişiliklerindendi.
Kitaplar yazdı, “klas duruş”uyla ve uyarıcı soluğuyla bir “devrimci” olarak
ülkesine ve insanlığa kıymetli bir miras bıraktı.
Ruhu şâd, mekânı cennet olsun.

Bir başka üzücü haber, 97. Sayıdır edebî ortamımıza katkı ve kazanım sağlayan
İtibar Dergisi’nin, yayın hayatına son verişiydi. Dergiyi fedakârca yürüten
İbrahim Tenekeci, Twitter’da yaptığı bir açıklamayla okur-yazarlara bu haberi
duyurdu. Gök kubbede hoş bir seda bırakan İtibar’ın yayın hayatını noktalaması
bizi üzdü.

Edebiyat Ortamı yine şiirlerle açılıyor.
Davut Güner, Esra Özlem Dökmen, Mustafa Ruhi Şirin, Tarık Özcan, Gökhan
Akçiçek, Mustafa Uçurum, Muhammed Korkmaz ve Hüseyin Câhid Doğan’a,
çağdaş Amerikan şiirinden Robert Bly (Cüneyt Fâtih Yaylacı’nın çevirisiyle),
modern İran şiirinden Ahmed Şamlu (Mehrangiz Ghodraty ile Arafat Deniz’in
tercümesiyle) ve Angela Topping (Cemil Çaygözoğlu’nun Türkçe söyleyişiyle)
eşlik ediyor.

Türk Musikîsine ilişkin araştırmaları, besteleri ve icralarıyla tanıdığımız Dr.
Timuçin Çevikoğlu, bizi “kıyısız deniz”in en dokunaklı ezgilerinin bizatihi
yaşamın içinden geçerek gerçekleştiği bir iklime, Bahariye Mevlevîhânesine ve
onun en nadide güllerinden Hüseyin Fahreddin Dede’ye götürüyor. Mustafa
Karadavut, Parmak İzi’ni yazdı.

Çağrılan / KarsH adlı son romanıyla, roman dağarımıza oldukça değerli bir
parça ekleyen Sâdık Yemni’yle Yunus Nâdir Eraslan söyleşti. Çağdaş romancılığımızın
bu kıymetli adı son romanının macerasını anlatıyor. Çağrılan’a ilişkin
çeşitli görüşlerin de yer aldığı bölümün ilginizi çekeceğini umuyoruz.

Bu sayının öykücüleri: Yunus Nadir Eraslan, Ömer Vural, Ekşi Meral, Gül
Tanrıverdi, Engin Elman, M. Enes Anlamaz, Korkut Kabapalamut, Oğuzhan
Öztürk ve Mümine Kızılırmak.

Ali Asker Barut, Pir Sultan ikliminden bir ozan ve icracının dünyasına çağırıyor
bizi: Feyzullah Çınar. Şakir Kurtulmuş, Günlerin İzi’ni sürüyor. Yavuz
Balı, Mustafa Aydoğan’a ilişkin eleştirel çalışmalarına bu kez, Şair’in gelenekle
ilişkisi sorunu üzerinden bir yenisini ekliyor. Cenap Tekinşen Hoca, ilginç bir
yazısıyla dergimize katıldı: Zıtlıklar Âleminde Yaşam. Ömer Vural, Kurdela’yla
ilgili düşüncelerini paylaştı. Câhid Efgan Akgül, “Bizim Mahalle”yi anlatıyor.
Güven Kemerkaya, yarına ve çocuğa ilişkin yazdı. Fahri Tuna’nın bu sayıdaki
konuğu: Abdullah Harmancı… Ayşe Karagöz sizlerden gelen şiirleri değerlendirmeye
devam ediyor. Yunus Nadir Eraslan, Görünmeyen Üniversite’yi ve
Betül Ok’un “Olmayan Şeyler yüzünden” adlı ilk öykü kitabını değerlendirdi.
Bu sayımızda okura sunduğumuz, şiir evrenimizin güzide şahsiyetlerinden
“Nâbi” kitabını Nilgün Açık hazırladı. Kendilerine kıymetli çalışmalarından
dolayı teşekkür ediyoruz.

Hz. Yunus ne diyordu?
“Ey Yûnus imdi senin aşk ile geçsin günün
Sevdiğin kişi senin cânına cân olısar”

Editör

%d blogcu bunu beğendi: