Çıkar yağmurunu üstüme at, Yusuf kalsın ıslanmayan yanlarım
Kanın borsası düşmesin,
Sosyolojik bir gerçeklikle yıkansın Fırat’ı boğan tebessüm
Babam gömleğimi bekleyedursun Ken’an’da, Urumçi’de, Afrin’de
Ertelensin kuyuya bırakılan kardeşlik, özgürlük, iffet ve aşk
Ben, ay ve güneş ve onbir yıldız görmüşüm, asırlar bombalayan düşlerimde
Şimdi sen, elinde kanlı gömleğimle hangi kuyundan dönüyorsun
Babamın gözleri kızıl elma, babamın gözleri Nâmus-ı Ekber
Babamın gözleri kıpkırmızı, ellerinde fosil beklentiler ve kederler
Rüyalar amerikan yüzyılını gösteriyor, benim güzelliğimse seni
Geometrik hayallerle savaşıma bir ad bul, cihad de istersen
Kervanım yola düzülmüş nasılsa, atılan her okun şehidi benim
Ağlamaklığımı şaşkınlığıma say, akıl-baliğ değil henüz gözlerim
Hüzünlerimin tevellüdü Yakup’tur, ağlayışlarımın Yusuf
Ben, ay ve güneş ve onbir yıldız görmüşüm, yorumsuzluğum aldatmasın
Roma’yı çek üstümden, sofistik te’villeri Nil’e timsah azığı yaptım
Satılan çocukluğumdu zira, peygamberliğim değil
Çok şey öğrendim Züleyha’dan, delikanlılığımı, aşkı ve hükümsüzlüğümü
Saraylıydım artık, zincire vurulmuştu esaretim yeni zındanlar için
Aşkım da saraylıydı, zeberced tutkulara bekçilik yapıyordu gecenin kanlı pençesi
İlk kurşunu Ken’an’da yemiştim, kurt ağzı değmemişti gömleğimdeki kana
Şimdi vurulsam, sürekli vurulsam… kan mı tutar damarlarımdaki şeytanı
Sen tarihin yonttuğu güzelliksin Züleyha, ben el değmemiş toprak
Benim gömleğim yırtılmıştı seninse kalbin
Dikiş tutmaz bir kaderin provalarında denenip duruyordu aşkımız
Boynuna kemend atılmış bir yalnızlığın nefsine şükreden uygarlığıydık
Ben, ay ve güneş ve onbir yıldız görmüştüm, bir de gözlerindeki zındanı
En güzel hikaye bizim hikayemizdi, en güzel yalnızlık bizim
Bir gün aziz dönersem zındanımdan sen sarayında Züleyha kalır mısın
Babamın gözleri Nâmus-ı Ekberdi, babamın gözleri ben
Hasret gibi bakardı babam, her gün bir düğüm atardı yollarıma
Olmuşları toplayıp çıkarırdı olacaklardan, deneysel bilgiyi bilmezdi
Pozitivist taklalar attırmazdı ilmine, İblis’e iblis, Cibril’e cibril derdi
Antik Yunan sufleleriyle bezeli türküler söylemezdi
Yusuf perdeli türküler söylerdi babam,
Ve bir gün ben,
Ay ve güneş ve onbir yıldız görmüştüm bana secde eden
Yorumu annem, yorumu babam, yorumu kardeşlerim olan
Ve Mısır olan, Züleyha olan, iffet ve ikbal olan
Baba,
Ben Yusuf,
Sür gömleğimi yüzüne ki açılsın, hüzünlerin, kederlerin ve gözlerin
Ey Buhara, Semerkand, Kaşgar, Filistin, Kosova ve dünyanın kederli yüzü
Aşkım, hüznüm, sevincim, Züleyham ey,
Ben Yusuf,
Bu gömlek, size ve zamana, dünya ve ahiretinize
Gönderilmiş bir mektuptur
Açın ve okuyun.