Tut Elimden Atatürk Nehir Yarar’ın kaçıncı kitabı bilmiyorum lakin çocuk edebiyatına gönül veren çalışkan ve üretken bir yazar olduğunu çok iyi biliyorum. Bildiklerimi sıralayacak olursam: Eyvah Ödevim Var, Acemi Korsan, Mor Yelekli Mucize, Anlat Dede, Bir Canavar Yarattık, Kayıp Şehrin Anahtarı, Esrarengiz Saat, Babamın Başına Kedi Kondu kitaplarından bazıları.
Tut Elimden Atatürk bugün imzalı olarak kapımı çaldı. Nehir Yarar’a inceliğinden ötürü teşekkür etmeliyim.
Yazar, bu sefer bizi muhayyilenin engin sularından çıkarıp bilginin sağlam kapısının önüne koyuyor. Bilgilendirici metnin ağırlığını öyküleyici anlatıma yaslayarak Atatürk’ün yaşam öyküsünü sağlam bir kurguyla anlatıyor.
Çocuğun hayatına dokunan her şey çocuğa göredir. “Öğrenme” dediğimiz olgu insanın her döneminde bir materyali de gerekli kılar. Çocuk için olan materyalde aslolan bu materyali çocuğa uydurmak değil çocukluğa indirgemekten geçer. Şimdilerde çocuk için uydurulan materyallere çok sık rastlıyorum. Konuyu özet mahiyette kısaltarak çocuğun önüne koyan nice öğretmen yazarların kitaplarını okudum. Çocuk kitaplarında konu matematiksel bir oranla ölçeklendirilerek çocuğun önüne konunca oluşan o güdük materyalin çocuğa göre olduğu sanılıyor. Peki, çocukluk nerde kaldı? Bizi biz yapan yegâne sahici alanımız, en büyük hakikatimiz, hayret makamımız, en yalın halimiz nerede kaldı?
Nehir yarar yukarda bahsettiklerimden ayrılıyor. Belki de çocukları kendi çocukluğuna götürüyor. Yazar, Atatürk’ü şimdilerde çekirdek aile yapısının bize unutturduğu büyükanneye anlattırıyor. Anlatım çok akıcı diyaloglar ve yerine göre soru-cevap biçiminde ilerliyor. Tarihin ağır akışı anlatı dilinin naifliği ve günlük hayatın cilvelerinin içinde hafifliyor. Konu konuyu, soru soruyu açıyor. Meraklı soruların yerini parlak cevaplar alıyor. Cümleler su gibi akıyor.
Özgün kapak tasarımı, editöryal titizlik ve kitaba özgü görsel çalışmalar da kitaba ayrı bir güzellik katıyor. Yayın kurulunu kutlamalıyım.
Kitap İthaki Yayınları çocuk dizisinden çıktı. Severek okudum