“Kitap Dergisi’ni kitap tanıtımlarına da yer verdiği için tebrik ediyorum!”
Böyle bir söz karşısında irkilirsiniz değil mi?
Belki aynısı değil ama, buna benzer bir marifeti sevgili Asım Gültekin’in hazırlayıp kültür dünyasına uyarladığı çiçeği burnunda “Kitap Postası” dergisinde gördük.
Bakanlık koltuğuna ilk oturduğu günden beri her fırsatta “Öyle çok kitap okuyorum ki sormayın” mesajları veren Kültür Bakanı Atilla Koç, bir kez daha üzerine basa basa yineliyor: “Okumazsam kurdeşen olurum”
Ama birader ben şimdiden, bir Kültür Bakan’ının kitap okumasının olay haline getirilip, manşete çekilmesi karşısında kurdeşen oldum bile!
Güvenilir kaynakların, özellikle ekşi sözlük’ün verdiği bilgiye göre; kurdeşen, “kurt deşen” den geliyormuş. Bir tür sinir bozucu alerjik vaka’ymış.
Sayın Bakan’ın; “Kitap okumadan duramam!” demek varken, “Okumazsam kurdeşen olurum” demesini sadece espritüel kişiliğine bağlamamak lazım.
Bu aynı zamanda bir entelektüel tezahüre işaret etmektir.
Yani diyor ki Sayın Bakan, “Çehreme doluşan ve benliğimi saran kitap kurtlarını deştim!”
Ne diyelim, eyvallah diyoruz.
Tabi unutmadan, bu son yılların en çarpıcı söyleşilerinden birini gerçekleştiren Nasuhi Güngör’ü de kutluyoruz.
Tarihimizde az rastlanır bir kitap okuma vakasını okurlarına duyurduğu için Kitap Postası alkışı gerçekten hak ediyor.
Konu parlementer ve okuma ilişkisinden açılmışken, şöyle “Kim okurdu, kim yazardı, bu düğümü kim çözerdi” diyerek zihinsel bir yolculuğa çıktım.
Daha önceki yıllarda okuyan başka vekilimiz var mı diye düşünürken şükür ki uzun aramalardan sonra bir isim daha bulmuştum. Kim olduğunu daha fazla sizi meraklandırmadan söyleyeyim: Yaşar Okuyan!
Nasıldı o söz, şimdi birden bire aklıma geliverdi: Oku bakan gibi, kurdeşen olma!
