Kış gecesi; yatakta büzülmüş yatıyorum
Dudağımı ısırıp hafif kanatıyorum
Kar kokusu sızıyor duvarın çatlağından
Azade bir ürperti, kurtulmuş da bağından
Gecenin boşluğundan üstüme çullanıyor
Dudaklarım ateşten, gözüm yaştan yanıyor
Azap mıdır, ölüm mü, bir hâle geçiyorum
Kimbilir ardarda kaç merhale geçiyorum
Birden bir sonsuzlukta ışıklar, parıltılar
Kapılar, kapıların ardında gürültüler…
Tedirgin ve sararmış, çalıyorum birini
Menteşe gıcırdıyor, eşikte evsahibi
Elindeki alevi dökünce üzerime
Üzerim tutuşuyor; kapanmış gözlerime
Acılar yükleniyor, açıp haykırıyorum
Kâbusumdan uyanıp arıyorum bir yorum
Meğer bu deli rûyâ uykularımda yokmuş
Göndermiş onu bana sokakta öten baykuş
Gecenin hilesine gülerken hazin hazin
Çalkantısı vuruyor kulağıma denizin
Gemilerin, rıhtımın, halatların türküsü…
Kâbus yok artık ama hakikatin korkusu
Zarif aldatmalarla sarıyor her yanımı
İnce ve ruhsuz bir ses titretiyor tenimi
Buzlanmış pencereme yaşlı bir el vuruyor
Bahçemde donuklaşmış, solgun yüzler duruyor
Kim çağırır beni bu ışıksız vakitlerde
Yüreğimde çınlayan, duyulmayan ses nerde?
Bu kör akşam benimdir, kapıma yaklaşmayın
Ümitlerim takılmış kirişine bir yayın
Sevdâlı bir hedefe atılmayı bekliyor
Nafile ah!.. Gençliğim ardımda emekliyor
Henüz büyüyemeden ölmüş çocuk gibiyim
Lavantalar içinde bir bohçacık gibiyim
Kimsenin açmadığı, bakmadığı bir bohça
Tertemiz çürüyorum, kusursuz ve bedbahtça
Gel dokun bana artık, gel dokun bana hüznüm
Dertlerimle derdim yok, hüzünden yana hüznüm
Limanımı sen doldur ki yanaşan olmasın
Sakın bu yalnızlıkta bir konuşan olmasın
Bozulmasın diyorum bu gök mavisi büyü
Öp beni kimsesizlik, dudaklarımda uyu!
İçime yaldızını serpiştir ilhamının
Gökyüzü üstümüze kapandığında yarın
Yer-gök bir olduğunda, divan kurulduğunda
Herkes günahlarını taşırken bir omzunda
Sen şiir ol gel bana, ben sese bürüneyim
Sarayım vehimleri, vesvese bürüneyim
Günahkârlar ateşi duyarken ensesinde
Gece yüzlü sevgili süzülerek gelsin de
Sevdâyı haykıralım mahşerin ortasına
Son versinler ölmüşlük-dirilmişlik yasına
Fayda etmiyor artık bu vaveylâ desinler
Ateş ne ki; yakıyor bizi Leylâ desinler!