Umrunda değil biliyorum. Ayrıntı bile değilim artık hayatında. Sıradan birkaç cümleyle özetlemek mümkün bu hikâyeyi. Sana kalsa özetlemek bile yersiz. Ama en azından bir yerlere not düşme hastalığımdan kurtulamadım işte. Ne işime yarayacaksa hüzün sarısı anılar…
Kafam karmakarışıktı önce. Hani hayatının sınavına hazırlanırsın deli gibi aylar boyu. Sonra tam sınav yerine gelip, soruları gördüğünde allak bullak olur ya aklın. Bütün bildiklerini unutup kilitlenirsin… İşte ben de her kapıyı çarpıp gidişinde öyle oluyorum. Kızmak, ağlamak, küsmek ya da camları açıp ardına kadar susmak geliyor içimden. Daha iyisi rüzgâra söylemek herşeyi ya da ona söyletmek acının katmerlisini.
Kimsin, neredesin, niye bu kadar flu bu kare? Şu masadaki fotoğrafta gülen adamı tanıyor musun? Bu hayat, bu düş sana mı ait? Yoksa rol icabı mı bütün yaşananlar, ya da yaşanmayanlar?
Bırakıp gitmek kolay sanırdım önceleri ve hayatımda seninle açılan parantezi kapatıp yol almaya hazırlanırdım bazen. Ama her seferinde, evet her seferinde olmayacağını kafamı duvarlara vura vura öğrenip, beklerdim geleceği… Çünkü gelecek ne getirirse getirsin ‘bizim’ tasarladığımızdan çok daha ‘iyi’sini getirirdi. Peki ya, öylece durup beklemek; zaman akıp giderken beraberinde umutlarım, umutsuzluklarım, öfkem, sancılarım, aşkım, kavgalarımla, sessizce durup beklemek kolay mıydı? Gitmeye gücüm yoktu evet ama ya kalmak… Korkuyordum belki de, kalbimin bunca katılaşmasından, hayatına teğet geçen yıllarımın kalbimde ve kalbinde derin yara izleri bırakmasından endişeliydim kimbilir… Kalmaksa çare değildi farkındaydım, susuyordun çünkü. Suskunluğun boğuyordu beni. Yol vermiyordun, bırakmıyordun ki rüyalarına bari gireyim…
Ben hep cevapların peşinden gittim biliyor musun? Sen de en zor, en karmaşık, en içinden çıkılmaz sorularımdan birinin cevabıydın. Ya da bana öyle geliyordu. Cevabı her ıskaladığımda yanlış sorunun peşine takıldığımı düşünür, kendime kızardım. Oysa soru da belliydi, cevabı da… Kızmak, öfkelenmek, kar yağan dağların güvenilmezliğine isyan etmek anlamsızdı.