İÇİNDEKİLER
İLKSÖZ / A. Yağmur Tunalı / 7
SUNUŞ / Hakan Sarı, Yusuf Koşar / 11
HAYATI / ŞAHSİYETİ…………………………………………………………………………………………….13
Emine Işınsu “Hayatı – Edebi Kişiliği – Eserleri” / İskender Öksüz / 14
Emine Işınsu’nun Biyografisi / İsa Özkan / 17
Emine Işınsu İçin / Işılar Kür / 21
Emine Işınsu / Nesrin Karaca / 22
IŞINSU’YA DAİR………………………………………………………………………………………………………27
İfâde/i Meram Yâhud Sarı Bir Gül / A. Yağmur Tunalı / 28
Emine Işınsu Neden Görülmek İstenmiyor? / Abdullah Harmancı / 34
Emine Işınsu; Türk Milliyetçiliğinin Estetik Söylemi / Bahtiyar Aslan / 35
Ablam – Ustam Emine Işınsu / Hasan Kallimci / 36
“Emine Abla!” / Hasan Kayıhan / 40
Betik / İskender Öksüz / 44
Emine Işınsu [Sanatçı Dostlarım] / Mehmet Çınarlı / 45
Emine Işınsu’nun Mistik Şehri / Mehmet Kurtoğlu / 52
Korkut Ana: Emine Işınsu / Mehtap Altan / 57
Işınsu’lara Açık Mektup / Muhtar Tevfikoğlu / 60
Emine Işınsu’ya Mektup / Nebahat Çetingök (Akbaş) / 63
O Bizim Emine Ablamızdır / Osman Oktay / 68
Dede Korkut Dilinde Yazdı / Özcan Ünlü / 73
Emine Işınsu Öksüz’e Dair / Sadi Somuncuoğlu / 74
Işınsu’ya Dair / Sevenbige Çağrı Türkeş (Saraç) / 77
Işınsu İçin / Tarık Buğra / 79
YAZARLIĞI……………………………………………………………………………………………………………..81
Işınsu, Yazmak, Okumak / İskender Öksüz / 82
Yine Sarı Bir Gül / A. Yağmur Tunalı / 88
Türk Romanı ve Işınsu / Ahmet Bican Ercilasun / 92
Emine Işınsu’nun “Büyük Dünyası” / Ahmet Şafak / 95
Türk Edebiyatında Kadın Romancılar ve Emine Işınsu / Alemdar Yalçın / 99
Emine Işınsu’nun Romanlarında Siyasi ve Sosyal Meseleler / Gıyasettin Aytaş / 106
Hiç Kapanmayan Amel Defteri “Işınsu’nun Tasavvufi Romanları” / Hayati Bice / 114
Emine Işınsu’nun Romanlarında Kadın Teması / Hümeyra Yargıcı / 139
Azap Toprakları / Hüseyin Mümtaz / 151
Kavaklar Ne Güzeldi / İlkin Esen / 153
Canbaz’da Şekil ve Zamana Ait Bilgiler / Necmeddin Türinay / 159
Emine Işınsu’nun Romanlarında Kültür / Pervin Ergun / 167
Romanımızın Nadide Bahçesi: Emine Işınsu / Sadık Yalsızuçanlar / 175
KİTAPLARI…………………………………………………………………………………………………………….177
KÜÇÜK DÜNYA
İlk Roman / Asuman Güzelce / 180
Küçük Dünya / Mehmet Şeref Önal / 182
Emine Işınsu’nun Küçük Dünyası ve Nur’un Sonsuz Yolculuğu / Oğuzhan Karaburgu / 185
“Küçük Dünya” Kadın Dünyasına Naif, Derin, Sancılı Bir Dokunuş / Selvigül K. Şahin / 196
BİR YÜREK SATILDI
Bir Yürek Satıldı’nın İptali Ve… Sanatsızlığın Sanatı / A. Yağmur Tunalı / 201
Emine Işınsu’nun “Bir Yürek Satıldı” Adlı Tiyatro Oyunu Üzerine / M. Levent Yener /204
Televizyonda Tiyatro: Bir Yürek Satıldı / Sadık Kemal Tural / 224
BİR MİLYON İĞNE
Bir Milyon İğne / Yahya Akengin / 228
AZAP TOPRAKLARI
Türk Romanında Balkan Türkleri / Abide Doğan / 230
Azap Toprakları / Alâaddin Korkmaz / 242
Azap Toprakları / Yusuf Koşar / 244
AK TOPRAKLAR
Ak Topraklar’a Dair / Hülya Argunşah / 247
Ak Topraklar Romanında Toplumsal Bilinçdışının Görüntü Düzeyleri ve Alp Bilge Tipi /
Mehmet Nur Karakeçi / 250
Ak Topraklarda Bin Yıl… / Mukadder Gemici / 263
TUTSAK
Tutsak / Hüseyin Yeniçeri / 267
Tutsak Romanında Siyasi, Tarihi ve Hukuki Kavramların İncelenmesi / Nursena Ö. Kaplan/269
Tutsak Romanı Üzerine Notlar / Sadık Kemal Tural / 286
“Tutsak” Romanı ve Hürriyet Kavramı Üzerine / Şerif Aktaş / 290
“Tutsak” Üzerine / Turgut Günay / 296
SANCI
Emine Işınsu’nun Sancı Romanı Üzerine Bir Tahlil Denemesi / Ayfer Güler / 300
Büyük Sancı’lardan Geçen Türkiye / Mustafa Uçurum / 302
50. Yıl Sonra Emine Işınsu ve “Sancı”nın “Osman”ı / Osman Çakır / 305
Anarşi ve Sancı Romanı Üzerine / Şerif Aktaş / 310
ÇİÇEKLER BÜYÜR
Büyüyen Çiçek İlay / Asiye Duman / 316
Akçabardak Duruşu / Ayşe Ünüvar / 320
Emine Işınsu; Çiçekler Büyür ve Bulgaristan Türkleri / Demet Yener / 323
Kırk Yılın Ardından Çiçekler Büyür’ün Hatırlattıkları / Mustafa Argunşah / 335
“Çiçekler Büyür” Hakkında / Beşir Ayvazoğlu, Emine Işınsu, Galip Erdem, İskender Öksüz,
Ahmet Efe, Ali Uğur, Yahya Akengin, Sadık Kemal Tural, Nabi Avcı, Umay Günay, Rasim
Özdenören, Hasan Kayıhan, A. Bican Ercilasun / 337
CANBAZ
Canbaz Üzerine / A. Yağmur Tunalı /352
Emine Işınsu’nun Romanı “Canbaz” Üzerine Bir İnceleme / Gürsel Aytaç /357
BİR BEN VARDIR BENDE BENDEN İÇERİ
Bir Ben Vardır Bende Benden İçeri’deki Üçgen Arzular Işığında Teorik ve Teolojik Evrenselliği
Sorgulamak / Günil Özlem Ayaydın Cebe, Gamze Akbaş Arslanoğlu / 367
Emine Işınsu’nun Tiyatrolarında Ele Alınan Temalar / Gıyasettin Aytaş / 384
DERGİCİLİĞİ…………………………………………………………………………………………………………393
Benim İçin Töre / Ahmet Bican Ercilasun / 394
Töre’nin Töresi / A. Yağmur Tunalı / 396
Der Beyan-ı Mecelle-i Töre / Dilaver Cebeci / 405
“Ayşe”, “Töre” Oluyor / Dündar Taşer / 407
Töre Dergisi ve Tezi / Dündar Taşer / 409
Türkçü Kadın Hareketi: Ayşe Dergisi / Hatem Türk / 410
Politik Türk Milliyetçiliğinin Teorik Adresi Olarak Töre Dergisi / Selçuk Küpçük / 424
Töre’nin Birinci Yılında Tertiplenen Toplantı / 435
İlk Töre’cilerin Bazılarından Töre’ye Dair Hatıralar / Ayşe Oytun / 438
IŞINSU İLE SÖYLEŞİLER…………………………………………………………………………………………443
Emine Işınsu ile Mektup Mülakât / A. Yağmur Tunalı / 444
Emine Işınsu ile Röportaj / Burhan Özbilici / 451
Ve Her Yıl Çiçekler Yeniden Büyür! / Elif Hürsoy / 454
Emine Işınsu ile Mülakat / Kudret Ayşe Yılmaz / 461
Emine Işınsu: “Urfa Tam Aradığım Şehirdi” / Mehmet Kurtoğlu / 467
“Yunus’ta İlahi Aşkı Buldum” / Mehmet Nuri Yardım / 471
Emine Işınsu ile Röportaj / Nebahat Çetingök (Akbaş) / 476
Emine Işınsu ve İskender Öksüz’le Ankara ve Edebiyat Mahfilleri Üzerine / Necati Tonga / 485
İskender Öksüz’le Söyleşi / Nurullah Taş / 487
Emine Işınsu ile Bir Konuşma / Yavuz Bülent Bakiler / 490
Emine Işınsu Öksüz / Zeynep Göze Uluant / 493
IŞINSU’YA ŞİİRLER…………………………………………………………………………………………………499
Çâh/ı Bâbil / Dilaver Cebeci / 500
Kızım <Işınsu> İçin / Halide Nusret Zorlutuna / 501
Bahar Üçlemesi / Halide Nusret Zorlutuna / 502
Çiçekler Büyür / Mehmet Ali Kalkan / 504
Tutsak / Yetik Ozan (Turgut Günay) / 505
Sancı / Yetik Ozan (Turgut Günay) / 506
HALİDE NUSRET ZORLUTUNA………………………………………………………………………………..507
Halide Nusret Zorlutuna ve “Aşk ve Zafer” / Emine Işınsu / 508
Yaşantıdan Şiire: Halide Nusret Zorlutuna / Merve Özbayrak / 512
Halide Nusret Zorlutuna ve Işınsu Olmak / Nusret Çam / 526
Halide Nusret Zorlutuna ve Kars / Şevket Kaan Gündoğdu / 533
IŞINSU HAKKINDA NE DEDİLER?…………………………………………………………………………….549
Mustafa Argunşah, Günerkan Aydoğmuş, Emete Gözügüzeli Civan, Arslan Küçükyıldız,
Gültekin Öztürk, Halide Nusret Zorlutuna, O. Avcıoğlu, Şevket Bulut, Hızır Dağlı, Bilge
Ercilasun, Çetin Karamanbey, Yaşar Güngör, Ahmet Kabaklı, Mustafa Necati Karaer, İlhan
Geçer, Akkan Suver, Nail Tan, Salihittin Özçelik, Turan Bozkurt, Tülin Deniz, Gözde Nur Erol,
Serdar Odacı
IŞINSU’DAN SEÇMELER………………………………………………………………………………………….555
YAZARLAR / Erhan Kaya /………………………………………………………………………………………..581
FOTOĞRAF ALBÜMÜ………………………………………………………………………………………………593
İLKSÖZ
A. Yağmur TUNALI
Bu hayat bize verilmiştir. Ne için ve nasıl yaşadığımız önemlidir. Cömert bir ruhla hayatını bir gaye uğrunda sebil edenler, insanlığın seçilmişleridir. Hem bizimle beraberdirler, hem de farklı, ayrı ve özeldirler. Dünyamızda, dünden bugüne yaratılmış, üretilmiş ne varsa bu büyük ruhların eseridir. Hiç şüpheniz olmasın, hayatı sulayanlar,dünyayı yaşanır kılanlar onlardır. Yüksek felsefeye, söz arayışına girmeden söylemeliyim: Bu sade gerçeğin mutlu sonuçlarıyla yaşıyoruz.
Emine Işınsu, bu seçilmişler kafilesinde bizim yetiştiğimiz, nefesini üzerimizde hissettiğimiz bir güzel insan. Benim ablam, İskender Öksüz’ün sevgili eşi, Elif, Yağmur ve Murathan’ın güzeller güzeli anneleri. Ortalama bir insan için bu dediklerim bulunmaz hazinedir. Işınsu Ablam için de elbette öyledir; fakat onun içinde, bir aile ve dost çevresine, bir şehre ve bir ülkeye sığmayan, hepimize açık, hepimiz için esrarlı bir dünya da var. “Dünyalar var” desem de olur. Çünkü yazmak kendinden vererek çoğalmaktır. Roman yazmak başka bir çoğalma, genişleme, başka tür bir var olma ve var
etmedir. Yeni hayatlar kurarak yaşayan bir insanın bizim gibi bir kimse olmayacağını bilir ve durumunu izah etmekte zorlanırız. Yaratılışlarının koyduğu cevherle, kendilerini ona göre inşa edişleri hepimizin gözü önünde cereyan eder. Ancak görebildiğimizi görür, bilebildiğimizi biliriz. Böyle çok katmanlı kurulmuş hayatlarla, ince ince işlenmiş
ruhlardır ve zamanla çözülecek sırlı yaratışları vardır.
Işınsu Ablam, bütün ömrünce yazdı. Yazdıkları 20 kitapla sınırlı değildir. Sayıyla da sınırlı değildir. O eserleri verişi, o sancılarla kıvranışı, bu çileyi tercih edişi bildiğimiz insan ve yaşama ölçüleriyle kolayına izah edilemez. Aile, eş, bir ülküye bağlılık ve memleket derdinde sarsılmaz bir aşkla durmadan çalıştı. Bunları ayrı ayrı ve bir bütün halinde düşünmeliyiz. Dilin yaratıcı gücüyle, sevgili olduğu kadar çekişmeli ve zorlu bir münasebete girişini derin bir kültür dikkati ve sanat hassasiyetiyle anlamak ihtiyacındayız. Henüz bu yolda yeterince adım atıldığını, eserinin ve ruhunun romanını hissettirecek bir bütünün parçalarının toplandığını söyleyemiyorum.
Tenkid güzeldir
Bu memleket bu konuda eksiklidir. Çünkü bizde tenkid denen güzelim anlama denemesine girişin yolları tam açılmadı. Öncelikli sebep psikolojimizle ilgilidir: Yaygın alınganlığın yarattığı körlükle bu yola tam girilemiyor. Tenkid alanı neredeyse bomboş. Çünkü münekkid dediğimiz kişi feylesof denecek derecede değilse de düşünüşü derin ve
ona göre donanmış bir kişidir. Yazandan daha geniş bilgi ve çok yönlü bakışla hareket eder. Bu konudaki eksikliğimiz, “galiba böyle” demekle yumuşatılamayacak kadar kesindir. Eğer hakkıyla eleştirenlerimiz, ona göre yetişmiş meraklılarımız(amatörlerimiz) ve okuyucularımız olsaydı, bugün Emine Işınsu’nun yazdıklarıyla daha yüksekte bir
yerde bulunduğunu daha net görürdük. Işınsu Abla da, çokları gibi bu talihsiz, bu tatsız arızanın gadrine uğramış yüksek yazıcılarımızdandır. Bu bahse dokunup geçmiş olalım. Çünkü bu kitapla yapılan güzel işi anlamak ve anlatmak bu söylediklerimiz bakımından da gereklidir.
İyi insan, iyi yazar
Bu kitabı okuyanların seviye ve derin anlama konusuna girmeksizin ilk düşüncelerini şekillendiren olumlu bir hareket karşısındaki sevinç duygusudur ve bizim için değerlidir. Ortalama bir okuyucu, Işınsu’nun çok yazmış ve çok şey yapmış olduğunu içindekilere bakınca anlar. Böyle çok yönlü bir hayatın bu dünyada yaşanabilir olmasına hayret ve hayranlık duyar ve bunu söyler. Bir başka okuyucu tipi, bu kitaptan önce bütün eserlerini okumuş bir Emine Işınsu hayranı bile, bu haliyle tanımadığı bir yazar portresiyle karşı karşıya gelir. Romanlarına düşkünlüğünün, sevgisinin, saygısının hacmi genişler. Bu genişlemeden doğan zihin karışıklıkları da çıkabilir. Daha derin öğrendikçe, bildikçe, anladıkça, yazarın yaşayışına, kişiliğine duyduğu saygıyla sanatına hayranlığı yer yer çatışır hale gelir. Çünkü uzaktan sevdiği bir yazarın, kolayına erişilemeyecek iyi insan profiliyle karşılaşır. Bunun yaratacağı hayranlık yazışına hayranlıktan az değildir. Bu iki büyüklük arasında düşüncesi birleşinceye kadar gider gelir. Bu cümleleri özellikle düşündürmek isterim: Yaradılışın, bütün dinlerin, bütün sistemlerin ve hayatın gayesi iyiliktir. Dinden bahsederek fikir söylemeyi, son yıllarda iyiden iyiye sevmez ve tercih etmez oldum ama bu kadarcık olsun: Mesela Müslümanlık “iyi insan projesi”dir. Bana sorulsa, “Bu kitap, iyi bir yazar, iyi bir insan hakkındadır” derim. İyi anlattığını iddia etmeyi geçiyorum, ama anlattığı açıktır.
Emine Işınsu, Türkiye ortalamasına göre hakkında çok yazılmış sanatçılardan sayılır. Eserleri ve sanatı üzerine yapılmış tezler, önemli bir kısmı bu kitaba giren yazılar var. Kitabın hacmine bakınca kendimizi talihli sayabiliriz. Hakkında çok yazıldığını düşündürecek genişlikte bir eser ortaya çıktı. Araştırıcılara, eleştiricilere böyle bir bütünü sunmak büyük bir hizmettir. Bütün bunlar, onu anlamanın, hayatının bir yerlerine dokunmanın çok değerli ve sevgili hamleleridir. Bunun için çok önemsenmesi gerekir. Alkışlanması yetmez, üzerinde konuşulmalıdır. Anlamak için konuşulmalıdır. Birçok çalışmaya ana malzeme sağlaması üzerinde durulmalıdır. Bundan sonrası kültür hayatımızın ve üniversitelerimizin işidir. Bu kitap böyle bir imkânı hazırladı.
Hakkında ne düşünüldüğünü hayattayken bilmek
Işınsu Abla’nın annesi, şair ve yazarımız Halide Nusret Zorlutuna’yı her hafta bir veya iki kere mutlaka ziyaret ederdim. Bir gidişimde-sanırım 1979 olacak-, Tevfik İleri’nin eşi Vasfiye Hanım, Fuad Köprülü’nün eşi Behîce Hanım ve Âdile Ayda oradaydı. Bir devrin önde gelen kadınları, tavır ve davranışlarıyla, yüksek kültürleriyle her biri birer âbide isimler. Âdile Hanım Elçilik ve DTCF hocalığından emekliydi. Arada Hisar’da yazıyordu. Halide Nusret Hanım ona dedi ki: ”Sevgili Âdile, ben gidince arkamdan yazacaklarını merak ediyorum. Gel seninle farklı bir şey yapalım, şimdi yaz da ben de okuyayım!..” O da “peki” dedi ve yazdı. Benim için pek hoş bir şahitlikti. Hisar’da çıkan o yazının böyle bir hikâyesi var. Edebiyat Tarihi’ne böyle bir not düşelim.
Işınsu Abla, dostlarının yazdıklarıyla beraber, buradaki yazıların pek çoğunu gördü. Fakat her birini tek tek gördü. Böyle bir kitapta toplu halde görmek onun için de başka tür bir mutluluk olacaktı. Kendisi hakkında çok değişik kesimlerden, değişik meslek ve uzmanlıklardan, değişik sezişlerden-bakışlardan yazıları bir arada okumanın zevkini, şevkini ve -hiç şaşırmayın- mahcubiyetini nasıl duyacağını biliyorum. Evet, karışık hisler yumağıyla hem sevinir, hem utanırdı. Romanlarının bütün kahramanlarının duygusuyla halden hale geçerek kitabı okşar, sevgiyle karıştırır, kendine
has dikkatle bakar, türlü duyuşlarla okur, okurdu. Birçoğu hakkında bizimle sık sık konuşurdu: “Yağmur bak ne yazmış? Sen de bu fikirde misin, bana hiç söylemedin? Niye böyle düşünmüş? Haa bak şu yazar ne demiş? Ben böyle dememiştim. Bu yazıda Çiçekler Büyür hakkında denenleri beğendim. Şu Sancı’yı iyi anlatmış, bu yazıda Canbaz’ı anlamaya yakın cümleler var. Şunu keşke benimle konuşsaydı, anlatırdım…”
Keşke Işınsu Abla bu kitabı okuyacak durumda olsaydı. Amansız, geri dönüşü olmayan bir unutkanlığın Alzheimer şeklini alması onu yatağa böyle bağlamasaydı… Makinalara bağlı, hiçbir şeyden habersiz gibi görünür, nefes alır, bilmediğimiz manalarla yüklü bakarken bizim için bir tek her şeyden haberdar ruhunu hissedebilmek kaldı. Evet, sadece bunu hissedebiliyoruz. Bu kitap o bu haldeyken çıktı. Yine de -buruk bir heyecanla söylüyorum- iyi ki hayattayken çıktı. Biz farkında olmadığını sansak bile, nefes alırken bunu kuvvetle hissedecek, eminim. Bize bunları söyleme fırsatı veren, bu
zevki bütün burukluğu içinde böyle tattıran Hakan Sarı’ya teşekkürümü böyle söylüyorum.
Sevgili Hakan, büyük bir cesaret, gayret ve sabır gösterdi. Toplanmış yazıları, yazarlarından tek tek izin alarak yayına hazırladı. Kolay iş değildi. Kayseri’den, her türlü takdirin üstünde bir iş çıkardı. Taşradan merkeze böyle bir manalı hamleyi nasıl değerlendireceğimiz ayrı bir meseledir. Bu anlama dikkatini yayma gayretini hayranlıkla alkışlıyorum.