tarafından Nusret ÖZCAN | Mar 3, 2000 | Öykü
(Sokak sesleri VI) Yağcı bir yağdan adam olarak gelirdi adeta… Usulcacık, hiç kimseyi rahatsız etmeden, kendine has o genizden bağırışıyla kapı kapı dolaşırdı. Üstübaşı yağ lekeleri ile kaplı, yağ kokan bu adam, elindeki güğümü, hunisi ve litreliklerini içine...
tarafından Nusret ÖZCAN | Oca 3, 2000 | Öykü
(Sokak sesleri IV) Her mahallenin gurbeti ve hasreti vardır. Ya geldiği bir köyü ya askere gönderdiği bir oğulu ya da gelin verdiği bir kızı veya Alamanya gibi gurbetlere çıkmış bir yakını… İlla ve illa ki bir gurbeti ve hasreti vardır. Bunlar sahici gurbet ve...
tarafından Nusret ÖZCAN | Kas 1, 1999 | Öykü
“Kalayciii” Evet! O da çarşafçı demeyip çarşafçi diyen bohçacı kadın gibi kalaycı demez de kalayci der. Çünkü o da bir çingene kadınıdır. “Herif”i ile birlikte girdiği sokağın kendilerince en uygun yerine körük için küçük bir çukur açıp derhal...
tarafından Nusret ÖZCAN | Eki 1, 1999 | Öykü
Hela ilaçlayanlar… Hela ilaçlayanlar sokağın misafirleri arasında aslında sakalarla birlikte en sessiz olanlardır ve gürültücü sıfatını doğrusu hiç hak etmezler. Belediyenin kimbilir hangi bölümünde belki de geçici olarak çalışıyorlardır. İşleri baharın...
tarafından Nusret ÖZCAN | Ağu 1, 1999 | Öykü
Çarşafçi geldi hanııım! Beylerini işe, sabahçı çocuklarını okula çoktan uğurlamış kadınların hatıra ve hayallerinin birbirine karıştığı türküleri, şarkıları mırıldana mırıldana günlük işlerine daldığı vakitler… Güneş, baharla birlikte neş’eyle yeşermiş...