Baktığını biliyorum.
Bir çizimi boyar gibi ağır ağır süzüyor.
Baktığını bildiğimi de biliyor.
Yüzüm aynı da, içime bir çekidüzen verdim, gözlerimi kaldırdım, gözlerinin içine baktım.
Bekliyordu, gülümsedi.
Kalktım.
Masada karşısına oturdum.
Harfleri, kelimeleri, cümleleri susturduk.
Metruk bir ören yerinde kaşla göz arasında bir şehir canlandı.
O şehirde kaybolduk.